JENNIFER BOYNER
7 yaşında. Mert’in yeğeni. Dünya şekeri ve prenses bir kız.. Alt komşuları bizim kızlara hayran .. Büyüyünce onlar gibi olmak istiyor ve gizli gizli onları kendisine rakip görüyor. Bilhassa Gülçini. Dayısının yakın arkadaşı Merte içten hayran… Mertin ona büyük insan gibi davranmasını, fikrini sormasına bayılıyor.. Bazen içinde büyük bir insan varmış gibi davranabilir…
BAHADIR EFE / BAHADIR
Akademide dans hocasıdır. Kendisini çok yakışıklı ve kadınların karşı koyamayacağı kadar çekici zannetmekte ve sürekli bu şekilde tavırlar takınmaktadır.
Kız öğrencilerin bir kısmı ona hayran olsa da, bizimkiler başta olmak üzere çoğunluk onunla dalga geçer. Uzun zaman İtalya’da yaşamıs, Türkiye’ye gelince de, kendine has bir aksan geliştirmiştir. Türkçe kelimeleri deforme ederek, İtalyanca konusması meşhurdur. Örnek: “Attriyo insaanin tepesino, Brakoni dedim saana” Bu durum, arada bir ukalaca kullandığı İtalyanca kelimeler ile birleşince daha da komik bir hal alır. Sürekli saçlarını yapıştırır ve İtalyan tarzı kıyafetler giyer.
KUBİLAY PENBEKLİOĞLU / EROL
Akademinin müdürüdür. Çok zor ve maddi olanaksızlıklar içinde bir çocukluk geçirmiştir. Gençlik döneminin maddi imkansızlıklarla geçmesi, onu son derece is odaklı biri yapmıstır. Okul söz konusu oldugunda, gözü hiçbirseyi görmez. Disiplinli ve kurallara bağlıdır. O sert görünümlü adam, annesi söz konusu oldumu, tam bir ana kuzusuna dönüşür. Bunda küçük yaşta babasını kaybetmiş olmasının büyük etkisi vardır. Annesiyle yaptığı telefon konusmaları meşhurdur. Hit lafları: “Hersey kafada biter”, “Herkesin bir sabrı var”
SEZEN ÜNAL / ALEV
Alev, Emre’nin sevgilisidir. Güzel oldugu kadar kötü niyetlidir de… Sadece kızların degil, herkesin korkulu rüyasıdır. Sinsidir. insanı arkadan vurur. Akıllıca planları, çogu zaman basarıya ulassa da, kızlar karsısında çuvallamaya mahkumdur. Ailesi zengindir. Alısveris tutukunudur. Kendi kadar gereksiz seyler almakta üstüne yoktur. Balık hafıza olan Alev, herseyi çabucak unutur. Bu yüzden, önemli birsey oldugunda, unutmamak için hemen not alır. Emre’nin, Alev’i terk edip, Cemre ile çıkması üzerine kızlara daha da düsman olur ve onları yok etmek için yemin eder. Bu uğurda Barış’ı kullanmaktan da geri kalmaz. En çok kullandıgı söz, “Acıtıyo ama” dır.
EMRE BURMALI / BARIŞ
BarıŞ, çekici bir çocuktur. Kızların çoğu ona hasta oldugu için, kendine acaip güvenir.
Zengin bir aileden geliyormus gibi davranmakla beraber, aslında ailesi güç bela geçinebilmekte, Barış ise, bu yalanını devam ettirebilmek için binbir türlü numaralar çevirmektedir.Sürekli her konuda yalan söylemektedir. Çok güzel dans eder. Hem latin danslarında, hem de klasik danslarda, oldukça iyidir.
En büyük özelligi ise, kadın ruhundan acaip anlamasıdır. Bu yüzden de, kızları kolaylıkla ağına düşürebilmektedir.Kısa sürede kızlardan sıkılan Barış, Erenle birlikte olduktan sonra, hayatından ilk defa bir kız tarafından terk edilir ve bunu, bir türlü gururuna yediremez.Kızların en büyük düsmanı Alevle çıkar ve Barış, Alev ikilisi, kızların ezeli düşmanı olur. Hit lafı,Azıcık ondan, azıcık bundan!
CEM AVNAYİM / EMRE
Emre, yirmibir yaşında sorunlu bir çocukluk geçirmiş, yakısıklı bir çocuktur. Ailesinin durumu iyidir ama babası Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde, yatmaktadır.
Doktorların teşhis koymakta zorlandıgı babası yüzünden Emre, zor bir çocukluk geçirmiş ama, paranın gücü sayesinde bu yaşa kadar idare etmeyi bilmiştir. Ona göre, herşeyin bir fiyatı vardır.Annesi, baska bir adamla evlenince 18 yasında Emreye ev tutulmuştur. Emre yalnız başına yaşamaktadır. Babasını tanıma şansı olmayan Emre, annesinin sürekli onu eleştirmesi yüzünden çocukluğunda bir laf üretmiş ve büyüdükçe o laf, hit lafı olmuştur Aferin mi bana
Cemre’yle bir iddia üzerine başlayan ilişkisi, durumu Cemrenin öğrenmesiyle sona erer ama Emre, Cemreye aşık olmuştur ve bu aşk, onu zaman içinde tamamen değiştirecektir.
OĞUZHAN YILDIZ / MERT
Mert, yirmiki yasında, Şan bölümünde okuyor. Ailesi orta hallidir.
Müzik konusunda, oldukça yetenekli olan Mert, evine ufak bir stüdyo kurmuş ve kayıtlar yapmaktadır. Bir yandan da, geçinebilmek için, barlarda çaldıgı bir grubu vardır ama sesi berbattır.Kelimeleri deforme ederek konuşur, yanlıs telaffuz eder (ama bilerek): Örnek, Ferforje Perforje Birşey beyenmediği zaman beylik lafı, seri sekilde, Aaat, at, at, at, at, at (Tabii ki özellikle müzikle ilgili şeylerde).Müzik konusundaki yetenegi, onu zaman zaman megelomanyaklık boyutuna tasısa da, kızlar söz konusu oldu mu, çok beceriksizdir.Barıs, Erenle çıkmaya baslayınca, Gülçin?e açılabilmek için, Barışla yakınlaşır ve kızlarla iliskiler konusunda ondan tiyolar alır ama Barıs, ona yanlıs tiyolar vererek, komik duruma düsmesine yol açar.Okuldan atılmamış, uzaklaştırma veya uyarı almıştır…Ablası sık sık kızı Zeynep’in onlarda kalmasına izin verir. Tolgayla aynı evi paylaşmaktadır..
YUSUF AKGÜN / KORKUT
Korkut, okullarda sıkça karŞımıza çıkan inek öĞrencilerdendir.
Suratına iki numara büyük gözlükleri, bir türlü normal insanlarla iliŞki kuramayan tiplere özgü kendine has aksanı ve insanı çıldırtan sorularıyla, dayanılmaz bir tiptir.
Sesi boru gibidir ve sürekli yüksek sesle konusur . Korkut heyecanlandıgı zaman, 8-10 yasındaki sımarık çocuklar gibi konuŞur, Rleri de söyleyemez. DiĞer çocuklar bu durumla, Açtı biri salterini diyerek dalga geçer.Yaşanılan olaylardan sonra Korkuta dank eder ve bir anda her şey değişir.